"Ah, kimselerin vakti yok. Durup ince şeyleri anlamaya." diyor Gülten Akın "İlkyaz" şiirinde. Kendince haklı; hız çağında yaşıyoruz zira. Dört başı mamur cümleler kurmaya, uzun uzun 'arz-ı hâl' etmeye vaktimiz yok. Peki ya içimizde bastıramadığımız; sanata, güzelliğe, estetiğe âşık yön? Bulunduğumuz her mekanda bir estetik dokunuş arayan insan ruhu? Onu ne yapacak, nasıl susturacağız?
Harf Sepeti'ni şekillendiren düşünce, işte bu noktada ortaya çıktı. İçinde vakit geçirdiğimiz mekanlara, sanatın ruhu dinlendiren, ona nefes aldıran fırçasıyla dokunmak için.
Peki ne var sepetimizin içinde? Ne yok ki! Çarpıcı bir dörtlük, tablodan fırlayıverecekmiş gibi duran bir resim, önem verdiklerimize söylemek istediğimiz bir kelime, kendimiz için ilke kabul ettiğimiz bir söz, iş yerlerine has tablo ve levhalar, hat-kaligrafi... Kısaca hayata dair her şey
Biz, güzel şeyler yapma düşüncesinde ve hedefindeyiz. Ne kadar başarılı olduğumuza karar verecek ve bizi cesaretlendirip yönlendirecek olan ise sizsiniz...